Blogger Günlüğü #8




Bana ulaşan soruları, mesajları, faydalı bulduğum linkleri paylaştığım blogger günlüklerimin sekizincisine hoş geldiniz. 8. blogger günlüğünde faydalı bulduğum birkaç online araç, SEO, AdSense ve içerik hırsızlığı ile ilgili faydalı yazılar, youtuberlık ve girişimcilik ile ilgili tartışmalar, ilham kaynağı filmler ve neden blogspot kullandığımın cevabı var.

Keyifli okumalar…

Bir Araç (Picture Port): Bir arkadaş bana mesaj göndererek yeni yayına aldıkları Picture Port isimli projelerinden bahsetti ve kendilerine destek olmamı rica etti. Hem yerli girişimlere destek vermek amacı ile, hem de blog yazarlarına çok faydalı bir araç olduğunu düşündüğüm bu aracı “Blogger Günlükleri”nde sizlerle paylaşmak istedim.

Picture Port bir resim sıkıştırma aracı. Blog yazılarınızda kullanacağınız görselleri siteye yüklüyorsunuz, site  görsellerin kalitesini hiç bozmadan boyutlarını ortalama %80 oranında küçülterek size teslim ediyor. Üstelik tüm bunları sadece birkaç saniye içerisinde ücretsiz olarak yapıyor. Aracın en güzel taraflarından biri tek seferde çok sayıda görseli upload edip, sıkıştırılmış hallerini yine tek seferde download edebilmeniz. Picture Port bir bloggerın sık kullanılanlar listesinde mutlaka olması gereken araçlardan.

Bir Paylaşım (Blog & YouTube): İnternette gezinirken blogların devrini tamamladığı, tahtını YouTube’a bıraktığı, blog yazarlarının bloglarını kapatarak YouTube videoları çekmeye başladığına dair okuduğum bir yazı üzerine sosyal medya hesaplarımda aşağıdaki paylaşımı yapmıştım. Bu paylaşım fazlaca reaksiyon alıp ilgi görünce “Blogger Günlükleri”nde tekrar değinmek istedim bu konuya.


Bence her iki mecrada da üretime ihtiyacı var ve her iki mecranın da kitlesi farklı. Gözlemlediğim kadarıyla yazmayı seven kişiler için okumak da büyük bir keyif. Bu kişilerin önüne araştırdıkları konu hakkında yazılı bir içerik ile birinin o konuyu konuşarak anlattığı bir videoyu koysanız muhtemelen benim gibi yazılı içeriği tercih ederler. Fakat yine gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki YouTube kitlesi okumaya üşenen, hazırcı, tembel genellikle yaş ortalaması 20’nin altında bir kitle.

Geçtiğimiz Altın Kelebek ödüllerinde en iyi YouTuber diye bir ödül verildi. Adını ilk kez duyduğum Enes Batur diye genç bir kardeşimiz aldı ödülü. Sosyal medya ile içli dışlı olan ben koskoca ödül alan bir YouTube fenomenini nasıl tanımam diye kendime kızdım ve kimdir diye bir bakayım dedim. Videolarını da izleyince bugüne kadar neden tanımadığımı anladım. O kadar anlamsız videolar var ki yorumlarına falan baktım takipçi kitlesi 10-11 yaşlarında. Kısacası eğer YouTuber’lık böyle bir şey ise ben almayayım :)

Bir Yazı (SEO Nedir?): Blog gündemini yakından takip eden, çokça araştıran ve oldukça faydalı içerikler üreten bir blogger olan Sibel Ordueri, logunda SEO ile ilgili harika bir yazı yazmış. 10 yıllık bilgi birikimi, deneyim ve gözlemler sonucunda SEO’nun önemini, aslında ne olduğunu, örneklerle çok güzel anlatmış. Sosyal Medya Kafe’de bu harika yazıyı okumak için buraya  bakabilirsiniz.



Bir Paylaşım (İlham Veren Filmler): Sosyal medya hesaplarımda yaptığım bir başka paylaşımı daha buraya koymak istedim. Konumuz girişimcilik, motivasyon, ilham ve sinema. Bugüne kadar izlediğim filmleri düşündüm ve girişimcilere, blog yazarlarına, hayattan umduğunu bulamayanlara ilham verecek 10 favori film seçimimi yazdım.



Gerçekten hepsi insanı fazlasıyla etkileyen filmler. Eğer hala izlemedikleriniz varsa biran önce izlemenizi şiddetle öneririm. Listede olması gerektiğiniz film tavsiyelerinize de açığım.

Bir Yazı (AdSense Reklam Sınırı): Bildiğiniz gibi AdSense yayıncıları sayfalarına reklam birimi eklerken belli bir sınır söz konusuydu ve bu sınırı aşan sitelerin hesapları askıya alınıyordu.Fakat bir süre önce bu sınır kaldırıldı. AdSense’in yeni politikalarına göre sayfa başına 3 reklam sınırı artık yok ama yine de dikkat edilecek bazı hususlar söz konusu.

Blogger Eklentileri adlı blogda AdSense’in yeni reklam politikaları ile ilgili detaylı ve güzel bir yazılmış. Yazıda AdSense reklamlarını blogunuza yerleştirirken dikkat edilmesi gerekenler, reklam – içerik oranı, eklenebilecek reklam sayısı gibi konulara açıklık getirilmiş. AdSense yayıncıları için oldukça faydalı olduğunu düşündüğüm bu yazıyı okumak için burayı ziyaret edebilirsiniz.




Bir Yazı (Çalınan Blog İçerikleri): İçerik hırsızlığı kendi içeriği üreten blog yazarlarının çoğunun başına gelen çok nahoş bir durum. Feri Peri’nin de başına böyle bir olay gelince içerik hırsızlığına karşı neler yapılacağı ile ilgili detaylı ve güzel bir yazı yazmış. Yazıda içerik hırsızlığında kullanılan yöntemler, içeriklerin çalınıp çalınmadığını tespit etme yöntemleri, çalan siteye uygulanabilecek şikayet seçenekleri, içeriklerin çalınmasını önlemek adına uygulanabilecek yöntemler, detaylıca anlatılmış.

Onca emek harcayarak oluşturduğunuz özgün içeriklerin, yazdığınız yazıların başkaları tarafından çalınmasına sessiz kalmayıp önlemler almak için bu yazıyı okumanızı mutlaka öneriyorum. İçerik hırsızlarına bir kaç kelam etmeden bu konuyu noktalamayacağım elbette. Türlü yöntemlerle kopyaladığınız içerikler sizi hiç bir yere götürmedi, götürmeyecek. Çekin kirli ellerinizi bloglarımızdan!

Bir Tartışma (Blog Yazarlığı & Girişimcilik): Sanırım yukarıda bahsettiğim girişimcilere ilham veren filmleri paylaşırken düşünmüştüm bu konuyu. Blog yazarları birer girişimci midir? Bunu sosyal medya hesaplarımdan tartışmaya açtığımda türlü fikirler atıldı ortaya. Bir kez de burada tartışalım konuyu; blog yazarları girişimci midir?



Öncelikle girişim ve girişimci kavramları irdeleyelim. TDK’ya göre üretim için bir işe girişen, kalkışan kişiye girişimci deniyor. Peki blog yazarları bir şey üretiyor mu? Evet, içerik üretiyorlar. Bloglardan gelir elde edildiğini de hesaba katarsak içerik üretmeye teşebbüs eden biri girişimci, üretimin yapıldığı platform olan bloglar da birer girişim olmuyor  mu? Fikirlerinizi merak ediyorum.

Bir Yazı (SEO Sıralama Faktörleri): Geçmişte birlikte bazı SEO çalışmaları yaptığımız, genç ama bilgili bir SEO uzmanı arkadaşımız var. İsmi Roman Adamita. Bu arkadaşımız Picardes isimli blogunda SEO gündemine dair harika içerikler paylaşıyor ki zaman zaman bu yazılara “Blogger Günlükleri”nde yer veriyorum.

Roman blogunda SEO dünyasına dair yine güncel ve fayda dolu bir yazı paylaşmış. Google’ın arama kalitesinin gelişimi ve geldiği nokta, 2018 yılında etkili olacak sıralama faktörleri gibi konularda otoriter kaynaklardan faydalanarak detaylı bilgiler vermiş. 2018’de Google aramalarında üst sıralarda çıkmak için hangi faktörlere önem vermeniz gerektiğini ve Google’ın SERP mantığını daha iyi kavramak için bu güzel yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

Bir Soru (Neden Blogspot?): Hasan isimli bir takipçim iletişim formundan bana ulaşarak neden .com şeklinde bir domaine geçmediğimi, neden blogspot.com alt alan adını kullandığımı, geçince bir sıkıntı olup olmayacağını sormuş. Buradan bu konuyu merak eden herkesin merakını gidereyim.

Blog Hocam’ı ilk açtığım zamanlarda blogspot subdomainli bloglara karşı bir ön yardı vardı blog dünyasında. Eğer sitenizin adresi site.com değil de site.blogspot.com ise sanki kalitesiz, sıradan bir blogmuş ve asla başarılı olamayacakmış kanısı yaygındı. Benim bloghocam.blogspot.com olarak yoluma devam etme kararımın altında yatan ilk neden bu ön yargıyı yıkmak, ücretsiz bir domainle bile bir blogun çok iyi yerlere gelebileceğini herkese göstermekti.

İlerleyen yıllarda özel bir domaine geçme  konusunu çok düşündüm. Nihayetinde yoluma blogspot ile devam etmek için çok daha geçerli bir nedenim olduğunu gördüm. Miras… Şöyle açıklayayım; 15 yıl boyunca blog yazdığımı, binlerce içerik ürettiğimi ve blog yazarları için devasa bir kaynak yarattığımı düşünün. Ardından başıma bir iş geldi ve bırakın blogla ilgilenmeyi internete bile giremez, bilgisayar kullanamaz duruma geldim. Hatta belki de vefat ettim. Blog Hocam ne olacak?  Söyleyeyim; satın aldığım domainin son ödeme tarihi geçecek ve bloga artık kimse ulaşamayacak. Sonuçta insanlar 15 yıllık bir geçmişe sahip, binlerce içerik ihtiva eden bu kaynaktan mahrum olacaklar. İşte bu yüzden özel domain kullanmaya başlamadım, başlamayacağım. Tabi bu kararım sadece Blog Hocam için geçerli.




Bir Paylaşım (Analiz Araçları): Web sitenizin veya blogunuzun analizini yaparak iyi ve eksik yanlarını tespit eden çok sayıda online araç mevcut. Bu araçların bir çoğunu tek tek deneyerek en basit ve net sonuçlar verenleri sosyal medya hesaplarımda paylaştım. Bu araçlara site grader ya da site audit araçları deniyor. Bu araçları kullanıp blogunuzu analiz ettiğinizde geliştirmeniz gereken yerleri ve nasıl geliştirebileceğinize dair önerileri alabiliyorsunuz.

Ben bu araçları denediğimde Blog Hocam’ın performansının zayıf olduğunu ve site hızını geliştirmem gerektiğini tespit ettim. Siz de bu ücretsiz araçları kullanarak neyi doğru, neyi eksik yaptığınızı görebilirsiniz.

8. Blogger günlüğüm için biriktirdiklerim bu kadar. Önümüzdeki blogger günlüklerimde yer vermemi istediğiniz soruları, yazıları, linkleri iletişim seçeneklerini kullanarak bana ulaştırabilirsiniz. Bugüne kadar yayımlanan tüm blogger günlüklerini okumak isterseniz buraya bakabilirsiniz.

İyi bloglar!!!

Yorumlar